Hayatını ölüleri yıkayarak geçiren, otuzlu yaşlarındaki Baki, kendi kabuğuna çekilmiş, yalnız bir adamdır. Toplumdan uzak, sessiz sakin bir yaşam sürerken, bir gün ölümle burun buruna gelir. İşte o an, aklına hiç beklemediği bir soru takılır: "Ben öldükten sonra benim cenazemi kim yıkayacak?" Bu basit gibi görünen soru, Baki'yi içinden çıkılmaz bir arayışa sürükler. Kendi ölümlülüğüyle yüzleşen Baki, bir yandan bu soruya yanıt ararken, diğer yandan da hayatın anlamını sorgulamaya başlar. Bu sıra dışı arayış, onu birbirinden komik ve absürt durumların içine sokar. Baki, ölümle yaşam arasındaki ince çizgide gidip gelirken, izleyicilere hem düşündüren hem de kahkahalara boğan bir serüven vadediyor.